kategorisindeki sorular

Ene ne demek?
Mademki bela ve musibetler hataların neticesi ve günahlara kefarettir. Neden musibet geldiği zaman sadece hata işleyen günahkar  insanlar değil de günahsız ve masum insanlarda zarar görür.?
Deniliyor ki deprem bazı insanların hatasından ve günahından dolayı meydana geliyor bunlar yüzünden gelen musibetlerin bütün memleketteki insanların başına gelmesinin sebebi nedir?
"Sizin iki müthiş istibdadı kansız ve def'aten öldürmeniz harikulâde olduğundan ve şeriat-ı garrânın iki mucize-i garrâsını izhar ettiğinizden, zaifü'l-akide olanlara hamiyet-i İslâmiyenin kuvvetini ve şeriatın kudsiyetini iki burhan ile izhar eylediniz. Bu iki inkılâbın pahasına binler şehit verseydik, ucuz sayacaktık. Lâkin itaatinizden binde bir cüz'ü feda olunsa, bize pek çok pahalı düşer. Zir
Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır? Senin gibi dalâlet-pîşe hamiyetfuruşların tuttuğu meslek, müttakî ehl-i imanın mânevî nurlarını söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölü
Deprem gibi afetler neden günahkar kafir memleketlerde değil de genellikle Müslüman memleketlerde oluyor?
Tevbe  Suresi 111. ayette : "Şüphesiz Allah, mü’minlerden nefislerini(canlarını) ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır." buyuruluyor. Ayette geçen; nefsini cenabı hakka satmak ifadesini nasıl anlayacağız ve satmaktaki kasıt nedir?
Zulmetli münevverler bu sözü bilmeliler: Ziya-yı kalbsiz olmaz nur-u fikir münevver.O nur ile bu ziya mezcolmazsa zulmettir, zulüm ve cehli fışkırır. Nurun libasını giymiş bir zulmet-i müzevver. Gözünde bir nehar var, lâkin ebyaz ve muzlim. İçinde bir sevad var ki, bir leyl-i münevver. (Lemaat, Osmanlıca Sözler) Üstadımızın bu cümlesini açıklar mısınız?
İbadetin asıl manası nedir? Mesela namaz kıldığımızda namaz ibadetiyle beraber anlamamız gereken mana nedir? İzah eder misiniz?
"Şu kâinatın sahib ve mutasarrıfı elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve her şey'i bilerek, görerek terbiye ediyor ve herşeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faideleri irade ederek tedvir ediyor. Madem yapan bilir; elbette bilen konuşur. Madem konuşacak, elbette zîşuur ve zîfikir ve konuşmasını bilenlerle konuşacak. Madem zîfikirle konuşacak, elbe