Soru

Celcelutiye'deki Süryanice Esma-i Hüsnâ

Celcelutiye duasının fazileti hakkında  bilgi var mı? Üstad Bediüzzaman Celcelutiye'yi hangi minvalde okur veya okunmasını tavsiye ederdi? Celcelutiyenin bizi en çok çeken beyitlerinin vird olarak okunması nasıl olur? İçindeki Süryanice olan esmaların tam mana karşılığını nasıl elde edebiliriz?

Tarih: 30.11.2010 19:00:23
Okunma: 10450

Cevap

Bediüzzaman Hazretleri Celcelutiye'nin havas ve faziletine dair bilgiler hakkında, "İmam-ı Gazâlî, İmam-ı Nureddin'den ders alarak bu Celcelûtiyenin hem Süryani kelimelerini, hem kıymetini hem hasiyetini şerhetmiş." diyerek İmam Gazali'nin şerhini adres gösteriyor. Ondan istifade edilebilir. Daha geniş ve mutemed bir kaynak olduğunu zannetmiyoruz. En mutemed olması hakkında Üstad şöyle diyor:

"Gerçi elimde bulunan Celcelûtiye nüshası en sahih ve en mutemeddir. İmam-ı Gazâlî Radıyallâhü Anh gibi çok imamlar Celcelûtiye'yi şerh etmişler. Fakat bu Süryanî kelimelerin mânasını tam bilmediğimden ve nüshalarda ihtilâf bulunduğundan, her birisinin vech-i işaretini ve manasını şimdilik bilmediğimden bırakıyorum."

Celcelutiye'nin faziletine dair İmam Gazali'nin en mühim sözü şudur: "Dünya ve ahiret hazinelerinden bir hazinedir"

 

Celcelutiye'yi Bediüzzaman Hazretleri bir vird olarak okurdu. Okunmasını sözle tavsiye ettiğine dair bir rivayet olmasa da fiilen örnek olmuştur. Şöyle der:

"Ben Celcelûtiye'yi okuduğum vakit, sâir münâcâtlara muhalif olarak kendim bizzat hissiyatımla münâcât ediyorum diye his ediyorum. Ve onu okurken başkasının lisaniyle taklidkârane okuyor gibi olmuyordu. Benim için gâyet fıtrî ve dertlerimle alâkadar ve tefekkürât-ı ruhiyeme hoş bir zemin oluyordu. Birkaç sene sonra kerametini ve Risale-i Nur ile münasebetini gördüm ve anladım ki: O hâlet, bu münasebetten gelmiş."

Celcelutiye'nin bazı manası sizce mühim kısımlarını bir vird yapmanızda bir beis yok. Hatta güzel de olur. Çünkü duada tekrar ve ısrar kabule bir sebebdir.

Süryanice isimlerin yayınlanan kısmı zaten İmam Gazalinin verdiği bilgiler. Onun manasını vermediklerini Üstad Bediüzzaman da bilmediğini söylüyor. "Ben Süryanî kelimelerinin mânalarını tamamiyle bilemediğimden ve İmam-ı Gazâlî (R.A.) dahi tamamiyle îzah etmediğinden..."

Günümüzün süryani papazlarından kendilerine ulaşılan bazıları da bunların manalarını bulamadıklarını söylemişler. İbrahim as.ın kullandığı bir lisan olan Süryanice'deki mukaddes esma-i hüsnanın tahrif olmuş bir din olan hristiyanlığa bağlı günümüz Süryanilerince bilinmemesi gayet normal bir durumdur.

Zaten İmam Ali ra. bu isimleri tahrif olmuş eski dinlerin papazlarından almış değildir. Bunlar kendisine manen bildirilmiştir. Malum olduğu üzere onun hakkında peygamberimiz sav. "ben ilmin şehriyim Ali onun kapısıdır" buyurmuştur.


Yorum Yap

Yorumlar