Arama sonuçları: 1130 sonuç bulundu.

Sahabe olmakta neden görme şartı var. Dünya gözü ile imanlı bir şekilde Peygamberimizi (s.a.) görmek neden çok önemli ki öyle olanlar sahabe oluyor, görmeyenler olamıyor?
Bir kısım insanların tüm peygamberler eşittir diyerek zihinlerine bulandırmasına cevab yazabilirmisiniz? Bir vaiz nasihat ederken Bakara suresinin 285. ayeti kerimesini "Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene îmân etti, mü’minler de! Hepsi Allah’a, meleklerine, kitablarına ve peygamberlerine: “Peygamberlerinden hiçbirinin arasında ayırım yapmayız” diye îmân ettiler ve şöyle dediler: “İşittik v...
Ramazan ayının gelmesine sevinmek imandandır diye bır söz var.  Peygamber Efendimiz (sav) Ramazan ayının gelişini nasıl haber vermisdir? Ramazan için nasıl hazırlık yapmalıyız? Bu kıymetli ay için yapılması en fazîletli ameller nelerdir?
Sekerat vaktinde imanı muhafaza etmek ve kurtarmak için Risale-i Nurun yardımı olur mu? Yazı gibi talebelik şartlarında tembellik edenler için durum nasıldır?
Lahikalarda şöyle geçiyor:"bu aciz kardeşiniz, şüphesiz bir surette iman ettimki, şeriat-ı garra-yı Ahmediyenin hakaikine ve ruhuna nüfuz etmenin en kısa, en hatarsız, en zevkli tariki Risale-i nura intisapladır" açıklar mısınız? Risale nasıl efendimizin şeriatinden bahsediyor? İmani hakikatleri içermiyor mu? Şeriat-ı Ahmediyeden kasıt nedir?
Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ Lahikasında "Amerika gibi din lehinde ciddî çalışan muazzam bir devleti kendine hakikî dost yapmak, iman ve İslâmiyetle olabilir. Biz bütün Nurcular ve Kur’ân hizmetkârları onlara hem haber veriyoruz, hem İslâmiyete hizmette muvaffakiyetlerine dua ediyoruz. Hem de rica ediyoruz ki, bu memleketin bir ehemmiyetli mahsulü ve vatanda ve şimdi âlem-i İslâmda pek büyük fâi...
"Risale-i Nur'un Cevşenü'l-Kebirden ve Celcelûtiye'den aldığı bir kuvvet ve feyzle vazife-i hilafetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakaiki imaniye noktasında..." Cümle bu şekilde devam edip gidiyor. Bu cümleden hareketle Risale-i Nur Celcelutiye ve Cevşenü'l-Kebir'den feyz ve kuvvet alıyor denebilir mi?
Bediüzzaman Hazretleri, eskiden medresede 15 senede kazanılan tahkiki (çok kuvvetli) imanı,  Risale-i Nur'un, 15 haftada, hatta tam kabiliyetlilere 15 saatte verebildiğini söylüyor. Risale-i Nur'un bunu kazandırabilmesinin sırrı nedir?
İnsanlara imani hakikatleri tebliğ etmekten korkan veya riya olur düşüncesiyle çekinen birisi bu halden nasıl kurtulabilir? Her ortamda iman hakikatlerini (mesela seyahatte yanımıza oturan birsine veya arkadaş ortamlarında) anlatma sorumluluğumuz var mıdır? Tebliğ konusunda bilgi verir misiniz?
“Farz ve vaciplerde ve şeairi islamiyede ve sünneti seniyenin ittibaında ve haramların terkinde riya giremez. İzharı riya olamaz. Meğer gayet zaafı imanla beraber, fıtraten riyakâr ola.” Burada farz, vacip, şeairi islamiye, sünnetti seniye ve haramların terki dışarısında kalan bir ibadet yoktur? Şeaire taalluk etmeyen ve sünnet olmayan bir ibadet nasıl olabilir?