kategorisindeki sorular

Kutbiyet, Gavsiyet ve Ferdiyet makamları, velayet-i kübra makamının gerekleri midir? Velayet-i vustanın nihai makamları nedir? Kutbiyet, Gavsiyet, Ferdiyet makamları kesbi midir? Vehbi midir? Velayet-i kübrada makam ve mertebeler var mıdır? Sahabe efendilerimizde bu durumlar nasıl tezahür etmiştir?
Osmanlıca Münazarat adlı risaleyi mütalaa ederken akla gelen bir suali arz ediyorum: 1329 tarihli Eski Matbu Münazarat risalesinin 151. sahifesinde Medresetüzzehra namındaki üniversitesinin şartlarını sayarken 8 şart sayılmıştır. Lakin Mektubat-2 isimli mecmua içerisindeki münazaratta 7 şart bulunmaktadır. Diğer neşriyat yapanların dahi eserlerinde 8 şart geçmektedir. Sebeb-i Hikmeti nedir? 
"Hususan dua külliyet kesbederek devam etse; netice vermesi galibdir, belki daimidir." Duanın külliyet kesbetmesi ne demektir?
Risale-i Nuru ezber yapma konusunda nereden başlanılmalı bir tavsiyeniz var mı? Yazılanı oldugu gibi mi ezberlemek gerekir? Ezber tekrarı nasıl olmalıdır?
'Yağmuru O yağdırır ve ana rahmindekini O bilir' ayet-i kerime meallerinin tefsirini sormak istiyorum. Amenna ve saddekna inandık iman ettik ama kalbimin ve aklımın da tatmin olması için yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. 
"Hazret-i Mevlânâ’nın üfürdüğü neyden tuğyan ve feyezan eden, Hazret-i Ali’nin (kerremallahu veche) kuyuya söylediği esrar-ı hakikatten başka nedir? Farkı nerededir ki, o ney, o kuyuda hâsıl olan kamıştandır." Barla Lahikasında geçen bu cümleyi izah eder misiniz?
Mi'raç bahsinde 3. esasda Aynen öyle derken diyor ki: "bütün fünûn, bütün desâtîriyle, şu kitâb-ı kâinâtı, zaman-ı Âdemden beri mütâlaa ediyor. Halbuki o kitap, esmâ ve kemâlât-ı İlâhiyeye dâir ifade ettiği ma‘nâların ve gösterdiği âyetlerin öşr-ü mi‘şârını daha okuyamamış." Acaba burada kitabın degil de kitap denmesinin anlam bakımından bir hikmeti var mı? 
Risale-i Nurda manası birbirine yakın olan kelimelerin sıralanmasının hikmeti nedir?
Bediüzzaman hazetleri “Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfidir.” diyor. Allah'ın ilminde malumatında baki kalmaklığın bize ne faidesi var. Zira vücud-u haricimiz yaratılmadan öncede Allah'ın ilminde yine var idik, ama kendimizden haberimiz yoktu. Varlığımızı vücud-u haricimiz yaratıldıktan sonra anladık. Üstadımızın bu ifadelerini nasıl
"Hem, anlarsın ki, şu fânî masnuât fenâ için değil. Bir parça görünüp, mahvolmak için yaratılmamışlar. Belki, vücudda kısa bir zaman toplanıp, matlûb bir vaziyet alıp; tâ sûretleri alınsın, timsâlleri tutulsun, mânâları bilinsin, neticeleri zaptedilsin. Meselâ, ehl-i ebed için dâimî manzaralar nesc edilsin, hem âlem-i bekâda başka gâyelere medâr olsun." izah eder misiniz?