Arama sonuçları: 411 sonuç bulundu.

"İmtihân ve tecrübe zamanları bittikten sonra, fenâ insanlar وَامْتَازُوا الْيَوْمَ اَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ hitâbıyla, yani “Ey mücrimler, bir tarafa çekiliniz!” diye olan tüyler ürpertici, sâikavârî, şiddetli emr-i İlâhî’ye ma‘rûz kalacakları gibi; iyi insanlar da فَادْخُلُوهَا خَالِد۪ينَ hitâbıyla, “Dâimî kalmak üzere cennete giriniz!” diye olan Cenâb-ı Hakk’ın mün‘imâne, şefîkāne, lütufkârâne e...
Evlilik kaderi mutlak mıdır? Kaderi muallak mıdır? Eshab-ı Kiram’dan bir zatın Peygamberimize (s.a.v.):“Falan kadınla evlenmek istiyorum, dua buyurun” demesi üzerine: “Eğer sana, İsrafil, Mikail, Cebrail, ve Hamele-i Arş, (A.S.) dua etse, aralarında ben de bulunsam, gene sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin.” buyurmuştur. (Ramuz:357/9) 
Abdullah dedi ki: Babam Ömer İbnu'l-Hattab (ra) bana şunu anlattı: (...) Sonra tekrar sordu: “Bana ihsan hakkında bilgi ver?” Hz. Peygamber (sav) açıkladı: “ İhsan, ALLAH'ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi ALLAH'a ibadet etmendir. Sen O'nu görmesen de O seni görüyor.” Adam tekrar sordu: “Bana kıyamet(in ne zaman kopacağı) hakkında bilgi ver?” Hz. Peygamber (sav) bu sefer: “Kıyamet hakkında kend...
1) Nasılki Kur'an bütün mu'cizatıyla ve hakkaniyetine delil olan bütün hakaikiyla, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın bir mu'cizesidir. Öyle de Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm da, bütün mu'cizatıyla ve delail-i nübüvvetiyle ve kemalât-ı ilmiyesiyle Kur'anın bir mu'cizesidir ve Kur'an kelâmullah olduğuna bir hüccet-i katıasıdır. Burayı izah eder misiniz? Hususen Peygamberimiz (s.a.v) in Kuranın bir...
"Muhyiddin gibi ulûm-u İslâmiyenin bir mucizesi bulunan bir zâtı tezyifte haksızdır." Burada "Muhyiddin-i Arabi'nin bir mucizesi" diye geçiyor; mucize sadece peygamberlere has iken, bu ifadeyi nasıl anlamamız gerekir?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)  Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?
Risale-i Nur'da Üstad Hazretleri, bazı yerlerde zat-ı Ahmediye bazı yerlerde de zatı- Muhammediye ifadelerini kullanıyor. Bazı cümlelerde ikisini beraber kullanıyor. Bunların farklı kullanılmasında bir hikmet var mıdır?
Mesnevî'de geçen: "Binâen 'aleyh, o Zât'ın (sav) risâleti imtihan ve ubudiyet için şu dünyanın kurulmasına sebeb olmuştur. Ve O'nun ubudiyeti ve yaptığı duada, mükâfât ve mücâzât için dâr-ı âhiretin icâdına sebeb olmuştur." ifadesinde neden "risalet" kelimesi tercih edilmiştir? Neden "mevcudiyet" kelimesi tercih edilmemiştir? Bu cümleyi nasıl anlayabiliriz?
Üstad Bediüzzaman diyor ki, “Risale-i Nur'a intisab eden zâtın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak veya yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan veya yazdıran Risale-i Nur Talebesi ünvanını alır" Burada intişar etmekten ne anlayacağız?
Rüyada Allah'ın zatını cemal sıfatıyla görmek mümkün mü? Rüyada Allah'ı görmenin nasıl olduğunu açıklar mısınız?