Arama sonuçları: 1377 sonuç bulundu.

Hadis ilminin otoriteleri olan büyük hadis imamlarının güvenilirliği hakkında Üstad Bediüzzaman nasıl bir izah yapmaktadır?
Bir sitede, Üstad Bediüzzaman'ın ebced hesabı ve cifir ilmi hakkındaki rivayet ettiği hadisin ravilerinden birinin yalancı olarak bilindiği ve bu yüzden bu hadisin muteber olamayacağı iddia olunmaktadır. Buna nasıl cevap verilebilir?  
Birincisi: Bundan on beş sene evvel, Rusya’nın şimâlinde esîr olduğum zaman, doksan esîr zâbitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntıdan ve ruh darlığından çok münâkaşalar, gürültüler oluyordu. Umumunun bana karşı ziyâde hürmetleri olduğundan teskîn ediyordum. Sonra, sükûneti muhâfaza için dört beş zâbiti tâ‘yîn ettim. Ve dedim: “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, heme...
Üstadımız "Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi; Küre-i Arz, hareket-i seneviyesiyle ileride mecma-ı haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor. Cehennem ise, Arz'ın o medar-ı senevîsi altındadır demektir." (Mektubat-1 Shf.4) Üstadımızın haşir meydanı hakkındaki bu malumatının kaynağı nedir acaba?
Üstad Bediüzzaman Münazaratta, zindan-ı atalete düştüğümüzün sekiz sebebini sayarken en başta "hayat cidaldir" diyor. Başka bir yerde de (mesela 30. söz 2. misal) hayatın bir yardımlaşma (düstur-u teavün) olduğunu söylüyor. Bu iki durumu beraber nasıl anlamalıyız?
Üstadımız hediye kabul etmezmiş. Peki biz Risale-i Nur talebeleri bu noktada nasıl hareket etmeliyiz? Bizim kabul etmemizde ihlasımıza bir zarar var mı? İhlas Risalesinde kalben muntazır kalmamak şartıyla sanki kabul edilebileceğini söylüyor. Buna rağmen kabul etmemiz tebliğ vazifemizin istikameti açısından nasıl olur?
Asa-yı Musa mecmuasının Osmanlıca nüsha 76. Sayfasındaki ihtâr kısmında üstat hazretleri “Her bir âyetin, müteaddid ma‘nâları var. Hem her bir ma‘nâ küllîdir. Her asırda efradı bulunur.” Demiştir. Bu kısmı nasıl anlamalıyız? Bir kaç örnek verir misiniz?
Üstad Bediüzzaman, 4. Lem'ada, dört halifenin imamet sırası meselesinin ziyade ehemmiyet verilmesi sebebiyle kelam kitaplarına girdiğini ve bu sebeble Risale-i Nur'la da münasebeti olduğunu söylüyor. Burada ne demek istediğini açıklar mısınız?
Hizbul Kur'an diye Üstadın tarif ettiği münacatın aslı nedir ve nerden gelmiştir ve Cevşenül kebirin içinde var mı? Başka bir ismide var mıdır?
Üstadımızın Hizb'ül Kur'an'dan bahsederken "okumasında hiçbir vesvesenin gelmemesi" ifadesini nasıl anlamalıyız? Okurken hç mi vesvese olmaz. Okurken kötü düşünceler aklımıza geliyorsa bunun sebebi nedir?