Soru

Hüsrev Efendi'ye Risale-i Nur'u Ta'dil, Tebdil ve Islah Yetkisinin Verilmesi

"Bundan sonraki kısım bütün ömrümde görmediğim dehşetli ve semli bir hastalık içinde yazılmıştır. Kusuratıma nazar-ı müsamaha ile bakılsın. Hüsrev münasib görmediği kısmı ta'dil, tebdil, ıslah edebilir."  Burada Üstadımızın Hüsrev Efendi'ye verdiği ta'dil ve tebdil etme izni sadece Risale-i Nur'un bu kısmı için mi geçerlidir, yoksa Risale-i Nur'un geneli için geçerlidir?

Tarih: 21.10.2023 23:33:04
Okunma: 209

Cevap

Evet geneli için geçerlidir.

Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’un her yerinde tashih gereken yerlerde Hüsrev Efendi’ye bu yetkiyi vermiştir. Ve bu yetki sadece kendisine verilmiş, başka bir talebeye de verilmemiştir. Zira ne Risale-i Nur külliyatında ne de yakın talebelerinde farklı bir bilgi bulunmamaktadır. Hüsrev Efendi zaman zaman bu yetkisini kullanmıştır. Bu durum bile Hüsrev Efendi’nin Bediüzzaman Hazretleri’nin halefi olduğunu ispat etmektedir.

Örneğin; 1. Söz ilk telif edildiğinde "Bismillah her hayırlı işin başıdır" tarzında te'lif edilmiş olup Hüsrev Efendi yetkisini kullanarak bu cümleyi; "Bismillah her hayrın başıdır" olarak tashih etmiştir.  

Bir başka misal: “Gizli düşmanlarımız iki plânı takib ediyorlar. Biri beni ihanetlerle çürütmek; ikincisi, mabeynimize bir soğukluk vermektir. Başta Hüsrev  aleyhinde bir tenkid ve itiraz ve gücenmek ile bizi birbirimizden ayırmaktır. Ben size ilân ederim ki; Hüsrev 'in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım. Çünki şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir ki, benim sobamın parçalanması gibi acib, sebebsiz bir hâdise başıma geldi.” (14. Şua)

Bu kısımda Bediüzzaman Hazretleri, Hüsrev Efendi'nin aleyhinde bulunanların kendisinin ve Risale-i Nur'un aleyhinde bulunduklarını beyan etmektedir. İlk te'lif edildiğinde "Kur'ân'ın aleyhinde" ifadesi de bulunduğu ancak Hüsrev Efendi'nin "Bu ibare çok ağır olur" düşüncesiyle bu kısmı çıkardığı rivayet olunmaktadır. 

Hüsrev Efendi'nin az da olsa benzer müdahalelerinin  olduğunu bilmekteyiz. 

“Bundan sonraki kısmı, bütün ömrümde görmediğim dehşetli ve semli bir hastalık içinde yazılmış. Kusuratıma nazar-ı müsamaha ile bakılsın. Hüsrev, münasib görmediği kısmı ta'dil, tebdil, ıslah edebilir.” (Şualar, 602)

"Evvelen: Husrev’i tashîhte ve tevzî‘de ve tedbîrde ve >muhâberede ve nûrların neşir ve yetiştirmesinde tebrîk ve muvaffakiyetine duâ ederiz. Bu ehemmiyetli vazîfelerle berâber, yine o şîrîn ve parlak kaleminin yazılarını çok nüshalarda görüyoruz. Hem müstakîl nüshaları da yazıyor, mektûbundan anlıyorum. Hakîkaten o, hizmet-i nûriyede bir inâyete mazhardır. Eğer o lüzûmlu ve çok vazîfeler olmasaydı, bir ayda on dört risâleyi yazan kerâmetli bir kalem, nûrun bir Zülfikār’ı ve bir Asâ-yı Mûsâ’sı olurdu." (Emirdağ Lahikası-2, 108)

Hüsrev Efendi ile alakalı detaylı malumat için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/bediuzzaman-hazretlerinin-halefi-kim


Yorum Yap

Yorumlar