Arama sonuçları: 235 sonuç bulundu.

Bediüzzaman Hazretleri'nin sakal bırakmamasının sebebi nedir? Neden Nur talebelerinin çoğunluğu sakal bırakmıyorlar?
Bazıları ayın ikiye yarılma mucizesini inkar ediyorlar. Bu tür insanlara nasıl deliller gösterebiliriz?
Risale-i nurun bir çok yerinde "kalb ayine-i Samed'dir" deniyor. Bunun manası nedir?
Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur diyorlar. Dolayısıyla biz sebepleri yaparsak sonucu haşa biz kendimiz belirleyebiliriz deniliyor. Sebepler %100 aynı olsa bile sonuç hep aynı olurmu, bu durumda sebeplere haddinden fazla değer verilmiş olmazmı?
"Demek esbâbın te’sîri yok. Müsebbibü’l-esbâbdan başka bir melce’ olamadığını aynelyakîn gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nûr-u tevhîd içinde inkişâf ettiği için, şu münâcât birdenbire geceyi, denizi, hûtu musahhar etmiştir."(Lemalar) Bu cümlede geçen sebeplerin tesirinin olmaması ve müsebbibul esbap tabirlerini açıklayabilir misiniz?
"Hayır ve şer Allah'tandır." Buradaki şerden kasıt kişinin kendi isteğiyle isteyip de Allah'ın yarattığı şerler midir? Allah yarattığı şerler netice itibariyle şer değil hayırdır diyebilir miyiz?
Münacat Risalesi'nde geçen "Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriya-yı azametinden tesettür etmiş olan Sâni-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm" sözünü izah edebilirmisiniz?
İlaç kullandıktan sonra ilaç iyileştirdi demek ya da mesela suya dua okuyup içtikten sonra iyi geldi, iyileştirdi gibi şeyler söylediğimiz de bir sorun olur mu? Tabi ki şifayı yalnızca Allah veriyor. Bunu düşünerek o cümleleri söylediğimizde herhangi bir sorun olur mu?
Her vakit ihtiyat iyidir. Zaten Hazret-i İmam-ı Ali de Radıyallahü Anh kerametkârane bize ihtiyatı tavsiye ediyor. Şimdi, Şark tarafında yeni bir hâdise: Bir şeyh tarafından, kendi müridleri ve halifeleri vasıtasıyla din lehinde, eskiden beri meşhur olmuş Şeyh Ahmed namında türbedâr-ı Nebevî tarafından vasiyetname-i Peygamberî (a.s.m.) namında bir eser, o havalide gezmiş, intişar etmiş. Oralarda ç...
Şehitlerle ilgili bir büyüğüme soru sordum. "Onlar ölmüyor normalde hayattalar ama biz göremiyoruz" "gerçektende de öyle midir" diye soru sordum. Vesvese olmasın diye ama "haşa ayete inan mıyor musun" dedi. Ben de hayır inanıyorum tabiki dedim ama içimi bir korku kapladı. Acaba imanıma bir şey olmuş mudur? Böyle sorgulamak bilgi için imanımıza zarar verir mi?