Arama sonuçları: 226 sonuç bulundu.

Hz. Üstad'ın talebelerine yazdığı bir mektupta "Dünyevî merakâver meselelere bakıp, vazife-i bâkiyenizde fütur getirmeyiniz." Bu cümleyi nasıl anlamalıyız izah eder misiniz?
Dinimizde durugörü var mıdır? Birinin resmine bakarak veya durugörü denilen teknikle yorum yapılıp öngörü de bulunulabilir mi?
El çizgilerini okumak, kişi ve geleceği hakkında bilgi vermek ilminin hak olduğu söyleniyor. Risale-i Nur'da Mesnevi-i Nuriye'de "... ellerinin içlerinde, kalem-i kudret ile pek çok çizgiler, hatlar, nakışlar, nişanlar, yazılmıştır." deniliyor. Buna göre el çizgilerini okumak, bunun üzerinden geleceğe atıfta bulunmak caiz midir?
İhlas nasıl "en makbul bir şefaatçi" oluyor?  Ayrıca ihlas risalesinin başında üstadın yaptığı tanımdaki dokuz kelimeyi (1. en mühim bir esas, 2. en büyük bir kuvvet, 3. en makbul bir şefaatçi, 4. ...) örneklerle izah edebilir misiniz?
Erkeklerin altın yüzük takması helal midir?
"Üçüncü Nükte: Bu fakir Said, Eski Said’den çıkmaya çalıştığım bir zamanda, rehbersizlikten ve nefs-i emmârenin gururundan gāyet müdhiş ve ma‘nevî bir fırtına içerisinde akıl ve kalbim hakāik içerisinde yuvarlandılar. Kâh Süreyyâ’dan serâya kâh serâdan Süreyyâ’ya kadar bir sukūtve suûd içerisinde çalkanıyorlardı." Bediüzzaman Hazretleri'nin iç dünyasında meydana gelen bu çalkantılı durumun sebebi ...
Bol ve uzun etek üzerine bel hattını örtecek uzunlukta bir ceket, kazak, hırka vs üzerine de omuzlara dökülen şal ile tesettür sağlanır mı?
Arkadaşlarıma etkili bir tebliği nasıl yapabilirim? Neyi, ne zaman, ne kadar ve kime anlatacağım?
2. Lem'a'da Eyyub (as)'ın  yaralarından doğan kurtların diline ve kalbine ilişmesi neticesinde yaptığı duadan bahsedilmektedir. Fakat tefsirlerde kurtların kalbe ve dile ulaşması sebebi ile dua ettiği şeklinde bir ifade bulamadım. Acaba üstad bunu nereye dayandırıyor? İkinci bir sorum da şu: Hz Eyyub (as)'ın maddi yaralarından doğan kurtların diline ve kalbine ilişmesi ile ubudiyetine halel nasıl ...
"...o vakte kadar ulûm-u felsefeyi ulûm-u İslâmiye ile beraber havsalama doldurup, o ulûm-u felsefeyi, pek yanlış olarak, maden-i tekemmül ve medar-ı tenevvür zannetmiştim. Halbuki, o felsefî meseleler ruhumu çok fazla kirletmiş ve terakkiyât-ı mâneviyemde engel olmuştu. Birden, Cenâb-ı Hakkın rahmet ve keremiyle, Kur’ân-ı Hakîmdeki hikmet-i kudsiye imdada yetişti. Çok risalelerde beyan edildiği g...