Arama sonuçları: 1485 sonuç bulundu.

Üstad Bediüzzaman Vehhabilik bahsinde insanlık aleminin  beş devrinden bahsetmiş. Bu beş devrin Vehhabilikle birebir alakası nedir?
Uzun zamandır vesveselerden falan çok rahatsızdım. Hani kimseye anlatamıyordum. Strese giriyorum. Ailemde hep soruyordu ne vesvese geliyor diye. Ben de besmele çekip Ayetel Kürsi okuyup anlattım. Ama o gece de onunla ilgili kötü bir rüya gördüm, rüyamı anlatmadım. Ama stres vesveseleri anlattım. Ama şimdi de korkuyorum. Anlattım ya Allah korusun hüküm olursa diye bir düşünce geldi. Yani ailemin ya...
"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...
"Hem eğer Hazret-i Ali olmasaydı, dünya saltanatı, mülûk-u Emeviyeyi bütün bütün yoldan çıkarmak muhtemeldi. Halbuki, karşılarında Hazret-i Ali ve Âl-i Beyti gördükleri için, onlara karşı muvazeneye gelmek ve ehl-i İslâm nazarında mevkilerini muhafaza etmek için, ister istemez, Emeviye devleti reislerinin umumu, kendileri olmasa da, herhalde teşvik ve tasvipleriyle, etbâları ve taraftarları, bütün...
Ene risalesinde bahsedilen Alem-i Vücub nedir? Buradaki "alem" tabirinden kasıt, bildiğimiz alem midir?
BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşehat-ı ihtiyar ve lemaat-ı kasd görünür. Hattâ herşeyde bir nur-u kasd, her şe'nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir şu'le-i hikmet, semeratının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i za...
"(Kendilerine) O’ndan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları hakkıyla gözetleyendir. Sen ise onların üzerine vekil değilsin!" (Şura, 6) Bu ayeti nasıl anlamalıyız, buradaki dosttan kasıt nedir?
Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir ayetini açıklar mısınız?Burda Hükmetmekten kasıt nedir?
"Madem yapan bilir; elbette bilen konuşur." ifadesinde yapanın bildiği anlaşılabiliyor. Ancak bilen niye konuşacak? Bilenin konuşması zorunlu mudur? Yoksa bu ifadede kast edilen konuşmak için bilmenin şart olması mıdır? Kısacası Allah konuşmayı niye tercih etmiş?
"Cenab-ı Hak ihsânını bazen bazıları ihsâs etmemesi büyük bir ihsândır " (Emirdağ Lâhikası, 1. Cilt, mektup: 34) Burada ne demek istiyor?