Arama sonuçları: 1287 sonuç bulundu.

Câbelka ve Câbelsa Şehirleri ve Ahalisi Gerçekte Var mıdır? Varsa mahiyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bakara süresi 31. Ayette Adem'e isimlerin hepsini ögretti; şeklindeki ayette. Burada öğretilen isimler "sadece Allah vardı başka birşey yoktu" ve "Allah kainatı yaratmayı murad etti ve yarattı" ile başlayan yaratma hadisesiyle ilgili kıyamete kadar yarattığı bütün kainattaki herşeyin ismini mi öğretti? Mesela güneş, ay, yıldızlar, ağaç, toprak, bunları öğretti ve şimdilerde telefon, bilgisayar, ...
Anne, baba, evlat hrıstiyan, başka din duymamış böyle kimselerin ahiretteki hali nedir?
"Garâibden olarak o şimendiferin iki tarafında pek câzibedâr çiçekler, lezîz meyveler görünüyordu. Ben de akılsız acemiler gibi, onlara bakıp elimi uzattım. O çiçekleri koparmak, o meyveleri almak için çalıştım. Fakat o çiçekler ve meyveler, dikenli mikenli, mülâkātında elime batıyor, kanatıyor. Şimendiferin gitmesiyle mufârakatinden elimi parçalıyorlar, bana pek pahalı düşüyorlardı."  Yukarda ge...
"Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfidir." (Mesnei-i Nuriye) Meşhudunda , Malumunda baki kalmaklığı senin bekan için kafidir derken hem ilmi vücut, maddi, manevi, misal Hepsini mi kapsamaktadır ? Her şey hakikati ve aslı ile Hâlık-ı Rahman-ı Rahim`in ilminde var mıdır? 
Bediüzzaman hazetleri “Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfidir.” diyor. Allah'ın ilminde malumatında baki kalmaklığın bize ne faidesi var. Zira vücud-u haricimiz yaratılmadan öncede Allah'ın ilminde yine var idik, ama kendimizden haberimiz yoktu. Varlığımızı vücud-u haricimiz yaratıldıktan sonra anladık. Üstadımızın bu ifadelerini nasıl ...
Bediüzzaman hazretleri "İnsanın kainatta tecelli eden Allah'ın bütün esmanın cilvesine mazhardır" diyor. İnsan Hâlık ismine ve Beka sıfatına nasıl mazhar olur ve tezahürü varmıdır? Yoksa inkişaf etmeyen bir çekirdek hükmünde mi vardır.?
Lemalarda, "Çünki onlar, hayatlarını kemâl-i lezzetle evlâdlarının hayatı için fedâ ediyorlar, sarf ediyorlar. Öyle ise; insaniyeti sukūt etmemiş ve canavara inkılâb etmemiş herbir veledin farz olan bir vazîfesi de, o muhterem, sâdık, fedâkâr dostlara, hâlisâne hürmet ve samîmâne hizmet ve rızâlarını tahsîl ve kalblerini hoşnud etmektir." deniliyor. Bunu başarmanın formülü var mı, tavsiyeniz nedir...
1) Bakara süresi 30.ayet "Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti." Okuduğumuz dini kaynaklı kitaplarda Meleklerin geleceği bilemeyeceği ve iradelerinin olmadığı yazıyor....
Halihazırda zekât veren biri, yeni eline geçen nisap miktarını aşan para ve altını elinde bulunduğu (zekâtını verdiği) nisap miktarı para ve altına ekleyip öyle mi zekâtını vermeli. Yoksa o eline yeni geçen altın ve paranın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra varolan varlığına ekleyip zekâtını vermeli?