Arama sonuçları: 27 sonuç bulundu.

“ Arzı ve bütün nücûm ve şümûsu tesbîh taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinâtta da‘vâ-yı halk ve iddiâ-yı îcâd edemez. Zîrâ her şey her şeyle bağlıdır.” İfadelerini izah eder misiniz?
İnsan ve hayvan resmi yapılmamasına dair çokça hadis var. Fakat eğitimde, özellikle de çocukların öğrenimlerinde ve dini eğitiminde de(namaz kılmayı öğretme vb.) çokça insan, çocuk çizimleri kullanıyoruz ve çiziyoruz. Dini çizgi filmlerde ve dini çocuk kitaplarında da kullanılıyor. Burada ölçü var mıdır ve ne olmalıdır?
Evimizde çerçevelenmiş duvara asılmış fotoğrafların olması caiz mi? 
"Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillâh olur. Doğru söyler. Bir avuç su meyelân-ı incimâd ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metîn demir, onu yalan çıkaramaz. Sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekvîniyenin tecellîlerid...
"Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksad yapmak gerek...
İsim nedir, sıfat nedir, iyice açıklar mısınız?
Vücud-u ilmî, vücud-u hâricî, emr-i itibarî, kanun-u emrî, vâcibü'l vücud kelimelerinin ıstılahi manaları nelerdir?
Tabiat Risalesi’nin üçüncü muhalinde geçen, ''Sultan-ı Ezeli’nin hikmetinden gelen nizamat-ı kainatın MANEVİ KANUNLARINI birer MADDİ MADDE tasavvur ederek ve saltanat-rububiyetin KAVANİN-İ İTİBARİYESİNİ ve o Mabud Ezeli’nin şeriat-ı fıtriyye-i kübrasının MANEVİ ve yalnız VÜCUD-U İLMİSİ bulunan ahkamlarını ve düsturlarını birer MEVCUD-U HARİCİ ve maddi bir madde tahayyül ederek o İLM ve KELAMD...
Risale-i Nur'da geçen, "Her kemal ve cemal sahibi kendi kemal ve cemalini görmek ve göstermek ister" ifadesini nasıl anlamalıyız?
Mesnevî-i Nûriye Mecmuasında geçen, "Kudretin levazımı ile hikmetin levazımı bir değildir. Birisine ait levazımatı ötekisinden taleb etmek hatadır." cümlesindekudretin levazımına ve hikmetin levazımına tatmin edici misaller verebilir misiniz ve cümleyi biraz açarmısınız.?