Arama sonuçları: 340 sonuç bulundu.

Bizler insan ve başta mâhluk olduğumuz için  her şeyde mutlaka bir başlangıç noktası arıyoruz. Ancak biliyoruz ki Rabbimizin varlığı başlangıçsızdır. Bunu nasıl açıklayabiliriz?
Şu cümleyi izah edebilir misiniz? "Ancak o rahmetin şe’nindendir ki, firâk-ı ebedîyi hicrân-ı lâyezâlîye, hicrân-ı lâyezâlîyi firâk-ı ebedîye ve adem-i mutlakı da her ikisine musallat eder ki, o firâkların, o hicranların kökleri ortadan kalksın."
"Ekseriyet-i mutlaka ile dalâlet ve şer, menfidir ve tahriptir ve ademîdir ve bozmaktır. Ve ekseriyet-i mutlaka ile hidayet ve hayır, müsbettir ve vücudîdir ve imar ve tamirdir." Burada geçen ekseriyet-i mutlaka ne demektir? neden tamamı değildir?
Evet, ekseriyet-i mutlaka ile, hayır ve mehâsin ve kemâlât, vücuda istinad eder ve ona râci olur. Sureten menfi ve ademî de olsa, esası sübutîdir ve vücudîdir. Dalâlet ve şer ve musibetler ve mâsiyetler ve belâlar gibi bütün çirkinliklerin esası, mayası ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalık ve çirkinlik, ademden geliyor. Çendan suret-i zâhirîde müsbet ve vücudî de görünseler, esası ademdir, nefiydi...
C: Evvelen: Delil, kat‘iyyü’l-metîn olduğu gibi, kat‘iyyü’d-delâlet olmak gerektir. Halbuki te’vîl ve ihtimâlin mecâli vardır. Zîrâ nehy-i Kur’ânî, âmm değildir, mutlaktır. Mutlak ise takyîd olunabilir. Zaman bir büyük müfessirdir. Kaydını izhâr etse, i‘tirâz olunmaz.(( Hem de hüküm, müştak üzerine olsa, me’haz-i iştikākı, illet-i hüküm gösterir.)) Demek bu nehiy, Yahûdî ve Nasârâ ile yahûdiyet ve...
Her imtihan bir yarışmadır. Bu dünyada dahi bir bir imtihan vardır. Yarışmada amaç birinci olmaktır. Ama bu kainattaki yarışmada her hangi büyük bir evliya dahi en fazla 224000. olabiliyor kader olarak bir sürü peygamber bizi geçiyor o halde insan mutlak mağlup olacağı bu yarışı niçin kabul etmiştir?
Evlilik kaderi mutlak mıdır? Kaderi muallak mıdır? Eshab-ı Kiram’dan bir zatın Peygamberimize (s.a.v.):“Falan kadınla evlenmek istiyorum, dua buyurun” demesi üzerine: “Eğer sana, İsrafil, Mikail, Cebrail, ve Hamele-i Arş, (A.S.) dua etse, aralarında ben de bulunsam, gene sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin.” buyurmuştur. (Ramuz:357/9) 
Tabiat Risalesi'nde geçen şu suali nasıl anlamalıyız? "Bazı esbab,cüziyyatın bazı ubudiyetlerine merci olsa o mabud-u mutlak olan zat-ı vacibül vücuda müteveccih zerrattan seyyarata kadar mahlukatın ubudiyetlerine ne noksan gelir?''
İkinci emârenin birinci noktasında ( س ) harfi ( ص ) harfinin altında gizlenmesi ve( ص ) görünmesinin iki remzi var. Birisi: Said, toprak gibi mahviyet ve terk-i enâniyet ve tevâzu‘-u mutlakta bulunması şarttır. Tâ ki Risâle-i Nûr’u bulandırmasın, te’sîrini kırmasın. İkincisi: Şimdiki bataklığa ve ma‘nevî tâğūta sukūtun sebebi ise,terakkî etmek fikrinden neş’et ettiği cihetiyle onların hataların...
"Hem büyük bir ricam var, beni hastahaneye sevk etmeyiniz. Bütün hayatımda, hususan bu yirmi iki sene tecrid-i mutlak ömrümde tahammül edemediğim bir vaziyete, yani tanımadığım hastabakıcıların hükmü altına mecbur etmeyiniz." Üstad niye hastabakıcıların ona bakmasını "tahammül edilemez" olarak nitelendiriyor?