Soru

Tefani

"Kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup kardeşlerinin meziyyat ve hissiyatı ile fikren yaşamaktır" cümlesini nasıl anlamalıyız?

Tarih: 17.03.2011 18:20:57
Okunma: 6531

Cevap

Üstad Bediüzzaman;
“Kardeşlerinizin nefislerini nefsinize; şerefte, makamda, teveccühte, hattâ menfaat-ı maddiye gibi nefsin hoşuna giden şeylerde tercih ediniz.” (21. Lem’a)buyurmuştur.

Aynı davayı benimseyen, bu konuda mesai birlikteliği yapan, vazife paylaşımı ile İslamiyeti yaşamaya ve yaşatmaya çalışan insanlar farklı bireyler olsa da gerçekte bir ruhu taşırlar. Bir ruh hükmündedirler.  Farklı bedenler olsada düşünceleri bir, fikirleri bir, amaçları bir, hedefleri bir olma özelliklerinden dolayı bir kişi hükmündedirler. Güzel özellikleri herbirinin sıfatları sayılır. Bu sırdan dolayı böyle bir cemaatin ferdleri birbirlerinin güzel özelliklerini taktir eder, beğenir, onunla Allah’a şükreder.

Mesela; Kardeşlerimizde bulunan güzel özelliklerini bizim özelliklerimiz olarak görmek, kendimizin sıfatı olarak benimsemek, maddi manevi makamlarda onları görmekle iftihar etmek,dava arkadaşını gerçekten sevmek, ona karşı samimi olmak, bir menfaat beklentisine girmemek gibi kısacası nefsin hoşuna giden bütün güzellikleri kardeşimizde gördüğümüzde onunla övünmek o kardeşte fani olduğumuzun en büyük bir göstergesidir.

Tefani hasletini te’min etmenin yolu nefsi tezkiye etmekten geçer. Buna paralel olarak Risale-i Nurda;

“Tezkiyesiz nefs-i emmaresi bulunmak şartıyla, kendi nefsini beğenen ve seven adam başkasını sevemez. Eğer zâhirî sevse de, samimi sevemez; belki ondaki menfaatini ve lezzetini sever. Daima kendini beğendirmeğe ve sevdirmeğe çalışır ve kusuru nefsine almaz. Mübalâğalar ile,  belki yalanlarla nefsini medih ve tenzih ederek âdetâ takdis eder.” (Lem’alar)

“Muhakkak, nefsini temizleyen kurtuluşa erdi.” (Şems, 9)  âyetine göre nefsin kurtuluşa ermesi ancak kötü duygularından temizlenmesiyledir.

 


Yorum Yap

Yorumlar