kategorisindeki sorular

Nurun ilk kapısı eseri nedir? Osmanlıca olarak temin ediliyor mu ? Bu eserin sahihliğini merak ediyorum. Bu eser hakkında malumat verebilir misiniz ?
1. Mektub'da geçen "Mevt dahi hayat gibi nikmet içinde nikmet, azab içinde azaptır. O bahis harictir." cümlesinde mevt yani ölüm, ehl-i dalalet için nasıl nikmet olur?  Mevt, hayat gibi nikmet olur diyor. Hayat, ehl-i dalalet için nasıl nikmet olur? İzah eder misiniz?
Mülk suresi 16. ayet, Zuhruf suresi 84. ayet, En'am suresi 3. ayet ve bazı hadisler hatta Selef imamlarının bazı görüşlerinden hareketle "Allah göktedir" diyen bazı hocalara rastlıyoruz. Allah'a bu şekilde yer, yön, şekil izafesi mümkün müdür? İzah edebilir misiniz?
Allah Cennete veya Cehenneme Gideceğimizi Biliyorsa Bizi Niçin İmtihan Ediyor? Allah Bizim Nereye Gideceğimizi Bildiği ve Yazdığı İçin mi Bizler Oraya gidiyoruz?
Allahın isimlerinden Kerim, Mecîd, Mâcid ve Vehhâb isimlerinde, 'ihsanı bol olan' anlamı var. İhsanın anlamına baktığımız zaman iyilik ve bağış anlamını görüyoruz. Allah'ın isimlerinde geçen ihsan kelimesini nasıl anlamalıyız?
Risalelerde nizamın önemli bir yeri var ve gerçekten önemli. Mesela 22. Söz nizamın geçtiği başka bir yer. Benim aklıma takılan şey, özürlü doğumların nizamın içinde nerede olduğu. Bu noktadan özürlü olmak ve âlemdeki nizam meselesini izah eder misiniz?
Üstad Hazretlerinin Kastamonu lahikası s. 93 te bahsi geçen mektupta "Hem madem ben sizlere kanâat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum. Siz dahi Risâle-i Nûr’a kanâat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir." Şeklinde ifadesini nasıl anlamalıyız? Risale-i Nur'dan başka eser okumamalı mıyız?
İşarat’ül İ’cazda geçen “Bu ta‘mîrât da, bütün a‘zânın erzâk mahzeni hükmünde olan, Cenâb-ı Hakk’ın bir kanun-u mahsûsla ihzâr ettiği o madde-i latîfeden alınan eczâ ile yapılır.” Bu kısımda, madde-i latifeden maksat nedir? Ayrıca aynı yerde geçen dört matbah ve dört süzgeç nedir?
Cenab-ı Hakk'ın Rahim ismi dünyada tecelli eder mi? Ederse nasıl eder? 
“İnsanın âyine-i fikrindeki mâlûmâtın dahi iki veçhi var: Bir vecihle ilimdir, bir vecihle mâlûmdur. Eğer zihni o mâlûma zarf saysak, o vakit o mâlûm mevcud, zihnî bir mâlûm olur; vücudu ayrı birşeydir. Eğer zihni o şeyin husûlüyle mevsuf saysak, zihne sıfat olur; o şey o vakit ilim olur, bir vücud-u hâricîsi vardır. O mâlûmun vücud ve cevheri dahi olsa, bununki arazî bir vücud-u hârîcisi olur.” B