Soru

Beş Hakaiki Sabite

"Taht-ı Belkîsı gibi “Beş Hakāik-i Sâbite” üzerine teessüs edecek. Bunları açıklar mısınız?

Tarih: 21.12.2016 14:57:46
Okunma: 3379

Cevap

Bahse konu yer şöyledir:

"Eski zaman gibi bu kadar tazyikatın tesiriyle me'yusiyet ve mahv olmak şanından olmayan hamiyet-i İslâmiye o kadar galeyana gelmiş ki, güya hürriyet rahm-ı maderde tekmil yaşa kadar gelmiş. Kadem-nihade-i saha-i vücud olduğu anda hükümfermalığını ilân ve hiçbir müsademata karşı tezelzüle ve delmeğe uğramayacak bir sedd-i âhenin gibi veyahut taht-ı Belkısî gibi beş hakaik-i sabite üzerine teessüs edecek." (Divan-ı Harb-i Örfi)

 

Sualde belirtilen "beş Hakāik-i Sâbite" hem bahse konu yerde hemen arkasında, hem de Mektubatın sonunda geçen  "Hürriyete hitap" isimli risalede geçmektedir. Kısaca bu beş hakaik-i sabiteden bahs edecek olursak,

BİRİNCİ HAKİKAT: "Fertte bulunmayan kuvvet cemaatte bulunur" kaidesi ile gücü birlik olmakta aramalıyız.  Kendi başına hareket edip gücü dağıtanlardan olmamak lazımdır.

İKİNCİ HAKİKAT: Eski zamanlarda hakimiyet kurmanın yolu kuvvet ve cebir kullanmaktan geçerdi, Lakin şu an devir değişti. Artık ilim ve marifet asrındayız.  Şimdi hüküm kuvvet ve baskı yerine; ilim ve eğitime geçmiştir. Medeniyet denilen şey ilim ve eğitim üzerine bina oluyor ve bu medeniyetin ömrü uzun oluyor. Bu nokta da artık esas olan ilim ve marifettir: Sırtımızı buraya dayamalıyız.

ÜÇÜNCÜ HAKİKAT: İnsan sayısız istidata malik iken eskiden bu kabiliyetleri işlettirecek hürriyet ve sistem bulunmamaktaydı. Güya insan hayvan gibi yaşadığından fikirleri o nisbette tedenni edip alçalmaktaydı. Sınırlı kalan bu kabiletler, hürriyetle ve zamanın değişmesiyle zincirlerini parçalamıştır. Eğer insan bu istidatlarını kullansa, efkarını  genişlettirse ve eğer tenbellik ve işsizlik baş göstermese Eflatunu, İbn-i sinaları, Bismarkları geri bırakabilir.

DÖRDÜNCÜ HAKİKAT: Kuran, insana hürriyet  adalet eşitlik gibi hasletleri vermiştir. Vermiş olduğu bu hususiyetlerle birlikte hakiki medeniyeti, şurayı ve arzu edilen yönetimi sunmuştur. İşte asr-ı saadet bu davaya misaldir. Lakin  şimdiye kadar noksaniyetimiz ve kötü halimiz dört sebebden gelmiştir

1-     Şeriat-ı garra olan Kuranın hükümlerine uymamak

2-     Bazı dalkavukların keyfi muameleleri

3-     Alim-i cahilin veya cahil-i alimin yersiz taassubları

4-     Avrupanın mehasini almak yerine kötü ahlakını almak onu seçmek

BEŞİNCİ HAKİKAT: Eski zamanlarda içtimai hayat, sosyal hayat insanların birbirleriyle olan ilişkileri, geçim şartları şimdiki kadar gelişmediğinden yönetim basit olduğundan devlet idaresinde  yönetimi az bir grubun elinde tutması mümkün olabiliyordu. Ama şu devirde sosyal ilişkiler gelişmiş ve karmaşık bir hal almış, geçim tarzları o kadar çeşitlenmiş, medeniyetin fayda ve güzellikleri o kadar çok çoğalmış ki, artık böyle bir toplumsal yapıyı sayılı kişilerin idare etmesi imkansız bir hale gelmiştir. Toplumu ancak kendi fikir ve hissiyatını temsil eden bir meclis yani ortak akıl tarafından idarede edilebilir.


Yorum Yap

Yorumlar