Arama sonuçları: 1841 sonuç bulundu.

"Beşer, hakikate muhtaç olduğu gibi, bazı keyifli hevesata da ihtiyacı var. Fakat bu keyifli hevesat, beşte birisi olmalı. Yoksa havanın sırr-ı hikmetine münafi olur." cümlesinden nasıl anlamamız lazım? İzah eder misiniz?
23. Söz'de, 'örümcek ve sinekten zayıf düşersin' derken, bu hayvanlarla insan hangi yönden kıyaslanmak isteniyor?
Resulullah(s.a.s), beni amir kabilesinden bir heyetin sen bizim efendimizsin hitabına karşılık "efendi Allah'tır" demesi ile; ben mahşer gününde beni ademin efendisiyim demesinde ne hikmet vardır, hangi makamda hangi hakikati ifade ediyor, izah eder misiniz?
En'am suresi 116 da Rabbimiz "Eğer yeryüzünde bulunan (insan)ların çoğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. (Onlar) ancak zanna tâbi' olurlar ve onlar sâdece yalan söylerler." buyurmaktadır. Bu ayetteki "insanların çoğunluğu" cümlesini nasıl anlamak lazım. Halbuki hadiste " ümmetim dalalet üzere ittifak etmez" vs. gibi hadis-i şeriflerle bunu nasıl tevfik edeceğiz.
İşaratül-İcaz eserinde Bakara Suresinin 25. ayetinin tefsirinde "'minhâ min semeratin' denilmektense, 'min semerâtihâ' denilse idi, daha muhtasar ve daha güzel olurdu." ifadesi geçiyor. Buna çok itiraz geliyor, izah edebilir misiniz?
Feridüddin Attarın eserinde şu rivayet geçmekte; Râbiatu’l-Adeviyye, bir defasında Süfyan es-Sevrî de yanında olduğu halde sabaha kadar namaz kılmışlar, Süfyan, bunu bize nasip eden Allah’a şükredelim deyince o: “Öyleyse bugün oruç tutalım” demiş. Onların bu hali haremlik selamlık anlayışıyla çelişmiyor mu?
Peygamberimiz ( a.s.v ). Hadis"i şerifleriflerinde “İslam, şüphesiz garip olarak başladı ve günün birinde garip hale dönecektir. Ne mutlu o gariplere'' buyurmuşlar. efendimiz budarada ne anlatmak istemiş?
"İşte beşerin, sanat ve fennin imtizacından süzülen, maddi ve manevi fevkalade hassasiyetinden tezahür eden ispirtizma." (Zülfikar) İspirtizma nasıl sanat ve fen oluyor. İspirtizmanin sanat ve fenden süzülmesi ne demek?
"İmtihân ve tecrübe zamanları bittikten sonra, fenâ insanlar وَامْتَازُوا الْيَوْمَ اَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ hitâbıyla, yani “Ey mücrimler, bir tarafa çekiliniz!” diye olan tüyler ürpertici, sâikavârî, şiddetli emr-i İlâhî’ye ma‘rûz kalacakları gibi; iyi insanlar da فَادْخُلُوهَا خَالِد۪ينَ hitâbıyla, “Dâimî kalmak üzere cennete giriniz!” diye olan Cenâb-ı Hakk’ın mün‘imâne, şefîkāne, lütufkârâne e...
Bedüüzzaman hazretleri "Gençlik Rehberi" adlı eserinde bazı gençlerin 50 sene sonraki hallerini bir sinema gibi gördüğünü ve bir kısmının kabir azabı çektiğini beyan ediyor. Bu gerçek mi? Günümüzde kabir azabının olup olmadıgı hakkında tartışmalar oluyor. Bu konuda bilgi verirmisiniz?