Arama sonuçları: 1025 sonuç bulundu.

Hz. Üstad, ulum-u riyaziye ile ilmi cifrinin münasebetini 1. Şua'da izah etmiş. Bu kısmı biraz izah edebilir misiniz?
Üstad(ra). Otuzikinci Sözün ikinci mevkifinin, ikinci maksandında şöyle diyor: "Bir zaman ehadiyete dair bir tefekkÜrde bulundugum zaman, odamın yanındaki çınar ağacının meyvelerine baktım...". Yani ehadiyet yoluyla çınar ağacına bakıyor. Üstad, ehadiyet yoluyla çınar ağacına bakınca, bir tane ilah oldugunu nasıl anlıyor?
Cümlesinin makam-ı ebcedîsi olan bin iki yüz yirmi ikiye kadar, o fütûhât-ı Kur’âniye ve nusret-i dîniye devam edeceğine ve ondan sonra bir derece tevakkuf ve tedennî başlayacağına tevâfukla işaret eder. Burada üstadımızın bin iki yüz yirmi ikideki gerilemeden kastı nedir? 
"Gafletten neş'et eden dalâlet, pek garip ve aciptir. Mukareneti, illiyete kalb eder. İki şey arasında bir mukarenet olursa, yani daima beraber vücuda gelirlerse, birisinin ötekisine illet gösterilmesi o dalâletin şe'nindendir. Halbuki, devamlı mukarenet, illiyete delil olamaz."(Mesnevi-i Nuriye, katre, Osmn. 66) Burada üstad(ra) mukarenetin illiyete delil olamayacağını anlatırken bir de ayrı ola...
Şualarda bir bölüm var: "Bu sûre, beş cümlesinden dört cümlesi ile bu asrımızın dört büyük şerli inkılâblarına ve fırtınalarına mana-yı işarî ile bakar." ve "belki binyüz altmışbir (1161) ve sekizyüzon (810) ederek, o zamanlarda ehemmiyetli maddî manevî şerlere işâret eder." Bu sözde bahsedilen bu asrımızın dört büyük şerli inkılabı nelere işaret ediyor? Miladi 1161 ve miladi 810 yıllarında y...
29. mektup, 9. kısım, 6. telvih, 3. nokta da üstadımızın tarikatle ilgili bazı teşhisleri var.....Diyor ki: "Bu dünya darül hizmettir..Darül mukafat değil...Madem hakikat budur uhreviyeye ait neticeleri dünyada istememek gerektir...Cunki cennetin meyveleri gibi, kopardıkça yerine gelmek sırrıyla baki hükmünde olan amel-i uhrevi meyvesini, bu dünyada fani bir surette yemek,kar-ı akıl değildir...Bak...
Hz. Üstad'ın talebelerine yazdığı bir mektupta "Dünyevî merakâver meselelere bakıp, vazife-i bâkiyenizde fütur getirmeyiniz." Bu cümleyi nasıl anlamalıyız izah eder misiniz?
"Dünyada içki içen cennete gitse bile içkiden mahrum olur" diye bir hadis okudum. Üstadın bu konuda şöyle bir yazısını okudum: "Orada herkes her nimetten derecesi nispetinde faydalanır" diyor. Buna göre bu hadis nasıl anlaşılmalıdır? Yani cennette bazı nimetlerden mahrum olmak söz konusu mudur?
Dünyanın şekli ile ilgili Kuran'da bazı deliller ya da bazı hadisler var mıdır? Üstad Bediüzzaman hazretleri bu konuda görüşleri nelerdir?
Herkes farklı şeyler söylüyor. Üstad Bediüzzaman'a ve Risale-i Nur'a talebe olmanın en doğru yolu nedir?