Arama sonuçları: 546 sonuç bulundu.

"İman, yalnız icmâlî ve taklîdî bir tasdîke münhasır değildir. Bir çekirdekten tut, tâ büyük bir hurmâ ağacına kadar; ve eldeki aynada görünen misâlî güneşten tut, tâ deniz yüzündeki aksine kadar, tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişâfları olduğu gibi;.'' bu kısmı izah eder misiniz?
Sözler eserinin ikinci ve üçüncü sözlerinde iman ve ibadetin dünyadaki faydalarından bahsediliyor ve iman edip ibadet edersek dünyadaki düşmanlarımızdan kurtulacağımızı ve tam bir emniyet içinde olacağımızı söylüyor. Buradaki düşmanlardan kasıt nedir?
İman ve küfür arasındaki kıyaslamalar nelerdir?
"hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecâvüz, hem hizmet-i Kur’âniyenin hürmetine taarruz, hem hakāik-i îmâniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz." ifadesini açıklarmısınız
“İmkân-ı zati” ile “imkânı zihni” yi üstadımız birkaç yerde anlatıyor. Bu delilleri öğrenmemizin bize ne gibi katkısı var acaba merak ettim. Yani  bu konu üzerinde neden bu kadar çok duruluyor?
"İmkânın enva'ı var. İmkân-ı aklî, imkân-ı örfî, imkân-ı âdi gibi kısımları vardır." Açıklar mısınız?
Doğru yerler doğru şekilde kazanılır. Biz imtihanı haksız acılarla yani çektiğimiz acılara sabrederek kazanmışsak, o imtihan ya da o imtihanı yapan bizim gönlümüzü nasıl kazanacak? Cennete çektigimiz acılardan dolayı kabul ediliyorsak, o cennet bizi hak edecek mi? Haksız acının doğru mükafatı olmaz, haksızlığı olur! Biz cenneti kazanmak için kendimizi haksızlığa kurban mı ediyoruz da bize uğradığ...
Her imtihan bir yarışmadır. Bu dünyada dahi bir bir imtihan vardır. Yarışmada amaç birinci olmaktır. Ama bu kainattaki yarışmada her hangi büyük bir evliya dahi en fazla 224000. olabiliyor kader olarak bir sürü peygamber bizi geçiyor o halde insan mutlak mağlup olacağı bu yarışı niçin kabul etmiştir?
İnsanın inanmaya ihtiyacı var mıdır?
"Beşer, hakikate muhtaç olduğu gibi, bazı keyifli hevesata da ihtiyacı var. Fakat bu keyifli hevesat, beşte birisi olmalı. Yoksa havanın sırr-ı hikmetine münafi olur." cümlesinden nasıl anlamamız lazım? İzah eder misiniz?