Arama sonuçları: 50 sonuç bulundu.

Ene risalesinde bahsedilen Alem-i Vücub nedir? Buradaki "alem" tabirinden kasıt, bildiğimiz alem midir?
“Elbette o Zât-ı Vâcibü’l-Vücûd’un vücûb-u vücûduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvâfık bir sûrette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsinemünâsib bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddesesi ve nihâyetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezze­heden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır. Ve o ...
Kader Risalesi’ndeki şu paragrafı izah eder misiniz? "Cüz'-i ihtiyarînin üss-ül esası olan meyelan, Matüridîce bir emr-i itibarîdir, abde verilebilir. Fakat Eş'arî, ona mevcud nazarıyla baktığı için abde vermemiş. O meyelandaki tasarruf, Eş'ariyece bir emr-i itibarîdir. Öyle ise o meyelan, o tasarruf, bir emr-i nisbîdir. Muhakkak bir vücud-u haricîsi yoktur. Emr-i itibarî ise, illet-i tâmme istem...
Evet eğer abd hâlık-ı ef'ali bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyarı ref' olurdu. Çünki ilm-i usûl ve hikmette مَا لَمْ يَجِبْ لَمْ يُوجَدْ kaidesince mukarrerdir ki: "Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise; ma'lulü, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz. Bu pasajı detaylıca açıklar mısın...
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...
Yirmi İkinci Söz Onuncu Lem'a'da "Şu mevcudat-ı seyyale vücudlarıyla ve hayatlarıyla vacib-ül vücudun vücub-u vücuduna ve ehadiyetine şehadet ettikleri gibi, zevalleriyle ve ölümleriyle de o Vacib-ül Vücudun ezeliyetine ve sermediyetine ve ehadiyetine şehadet ederler." diyor. Ölümün ezeliyete  nasıl şehadet ettiğini açıklar mısınız?
Hz. Peygamber Muhacir ile Ensar arasında kardeşlik akdini yaparken, Medineli Sad b. Rabi ile Mekkeli Abdurrahman b. Avf’ı kardeş yaptı. Bunun üzerine Sa’d b. Rabi, kardeşine: “Ben Medinelilerin en zenginlerinden sayılırım. Gel gidelim malım ne varsa seninle yarıya bölüşeceğim. Hoşlandığın ne varsa malın yarısından alabilirsin. Ayrıca benim iki eşim var; bak onlardan hangisi hoşuna gidiyorsa, onu b...
Allahu Teâlâ kendi gibi bir varlık yaratabilir mi?
Cenab-ı Hakk'a malûm ve ma’ruf ünvanıyla bakacak olursan, meçhul ve menkûr olur. Çünkü, bu malûmiyet, örfî bir ülfet, taklidî bir sema'dır. Hakikatı ilâm edecek bir ifâde de değildir. Burada anlatılmak istenen nedir? Neden haşa Allah’ı (c.c) bilemeyiz ve o bilinemez deniyor? Halbu ki kendisini tanıtmak için birçok peygamber ve kitaplar gönderen Allah (c.c) madem bilinmeyecekse neden bu kadar çok ...
"... Ve yirmi cihetle ilim ve hikmet ve iradenin cilvesini gösteren ruhlandırmak ve ihya etmek hakikati..." (Osmanlıca Asay-ı Musa sayfa 96).  Bu cümlede anlatılmak istenen yirmi cihet nelerdir?