Arama sonuçları: 16 sonuç bulundu.

"Amelin en iyi suretini taharriden neş'et eden bir vesvesedir ki, takva zannıyla teşeddüd ettikçe hal ona şiddetlenir. Hattâ bir dereceye varır ki, o adam amelin daha evlâsını ararken, harama düşer. Bazan bir sünnetin araması, bir vâcibi terkettiriyor. " Bazen bir sünnetin aranması bir vacibi terk ettirir. Burda geçen kısma yani sünnet-i yapayım derken vacibi terk etmeye 4, 5 örnek verir misiniz?...
Sual: Bürhanınıza şekk-i itiraz geldikçe imanınız sarsılmaz mı? Bu ma’reke-i evham olan istidlaliyatla taharri zarar vermez mi? Elcevab: Eğer neticeyi bürhan ile bağlı onunla ikame ve isbat suretiyle olsa ve tahakkuk-u hakaika ayar tutmakla adem-i delilden adem-i medlûlü tevehhüm etse zarar olur. Halbuki iman, incecik bir bürhana yüklenmez. Belki öyle bir hadse bina ve istinad eder ki, o hads öyl...
Yeni bir medâr-ı keramet ve inâyet ve sürur olan mektubunuzu aldım. Ve Risaletü’n-Nur’a ait bir ikram ve inâyet-i İlâhiyeyi gösterdi. Şöyle ki: Bundan dört beş gün evvel, şiddetli bir taharriyle menzilim teftiş edildi. Her tarafa baktıkları halde, hıfz-ı İlâhîyle, bizi mahzun edecek bir şey bulamadılar. Yalnız İktisat, Hastalar, İstiâze gibi altı yedi risaleyi zararsız buldular. Sonra da Hüsrev’...
"Sonra pür-merak ve pür-iştiyâk o misâfir-i âlem-i şehâdet, cismânî ve maddî cihetinde mahsûs tâifelerin dillerinden ve lisân-ı hâllerinden ders aldığından, âlem-i gayb ve âlem-i berzahta dahi mütâlaa ile bir seyahat ve bir taharrî-i hakîkat arzu ederken, her tâife-i insaniyede bulunan ve kâinâtın meyvesi olan ve insanın çekirdeği hükmünde bulunan ve küçüklüğüyle beraber ma‘nen kâinât kadar inbisâ...
Kainatta her maddenin her canlının ve her şeyin bir eşi var. Öyleyse (haşa) Allah'ın da bir eşi var sorusu aklımıza gelirse cevabı nasıl olurdu?
Bediüzzaman Hazretleri'nin kendisinden sonra yerine geçmek üzere Hüsrev Efendi'yi bıraktığı doğru mudur?
Yüce insanların ruhları ile sıradan insanların ruhları başlangıçta eşit miydi? Eğer ruhlar yaratılıştan farklı ise bu imtihan sırrına tezat değil mi?
Hz. Üstad’ın Eski Said’den Yeni Said’e geçmesi hangi tarihte ve nerede olmuştur? Bu dönüşüm ile Hz. Üstad’ın hayatında esas olarak değişen nedir?
İlm-i ledün ne demektir? Bediüzzaman'ın İlmi, ledün ilmi midir?
İsti'dad ve kabiliyet arasındaki farklar nelerdir? Her insanda muhakkak istidad varsa neden bazı insanlar kabiliyetsiz oluyor? Bu onların imtihanı mı yoksa böyle olmak onların suçu mu? Bir de her insanın kabiliyetleri bir mi? Mesela ezber istidadını ele alırsak herkesin ezber kabiliyeti bir mi? Bir ise neden bazıları kolay yapıp bazıları zorlanıyor?