Arama sonuçları: 837 sonuç bulundu.

BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşehat-ı ihtiyar ve lemaat-ı kasd görünür. Hattâ herşeyde bir nur-u kasd, her şe'nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir şu'le-i hikmet, semeratının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i za...
"... Ve yirmi cihetle ilim ve hikmet ve iradenin cilvesini gösteren ruhlandırmak ve ihya etmek hakikati..." (Osmanlıca Asay-ı Musa sayfa 96).  Bu cümlede anlatılmak istenen yirmi cihet nelerdir?
1- Allah'ın zatını tefekkür etmek doğru değil fakat zihnim beni buraya yönlendirip cevap arıyor. Allah'ı nasıl düşünmeliyiz, O'nu nasıl tanımalıyız? 2-Allah her yerdedir sözü doğru mudur? Zaman, mekan ve alem algısını kafamda nasıl oluşturmalıyım? 3-Ruh dediğimiz nedir ve kalu bela tam olarak nedir?
Kastamonu Lahikasındaki bir mektuptaki bazı yerleri sormak istiyorum. Şöyle ki, 1) Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşreb ayrı ve bid'atlara müsaid gittiği için... Burda bahsi geçen ulema kimlerdir, meslek ve meşrebleri ayrı ne demektir? 2) Ey kardeşlerim! Mesleğimiz, tecavüz değil, tedafü'dür, hem tahrib değil tamirdir, hem hâkim değiliz mahkûmuz.... virgül ile ayrılan yer...
Beden, cesed ve cisim arasında fark var mıdır? Eğer varsa cennette hem ruh hem cismaniyet itibariyle mi lezzet alınacak. Eğer cismaniyet, beden ve cesed ten ayrı ise, Cismani lezzetler bedeni ve cesedi lezzetlerden çok üstün müdür?
"Bir zaman Emirdağ’ında ikāmete me’mur edildim. Tek başıma bir menzilde, âdetâ bir haps-i münferid içinde bana çok ağır gelen bu tarassudlar ve tahakkümlerle bana işkence vermelerinden, hayattan usandım. Hapisten çıktığıma teessüf ettim. Ruh u cânımla Denizli hapsini arzuladım ve kabre girmeyi istedim. “Hapis ve kabir, bu tarz-ı hayata müreccahtır” diyerek, ya hapse veya kabre girmeye karar verirk...
Barla Lahikası 24. Lahikada Zekai abi üstad için şöyle diyor: "Uhreviler diyarında olduğunuz zamanlarda dahi sizin ruhunuzu muazzap edecek hareketlerde bulunmayacaklarına emin olunuz." Bu cümleyi izah eder misiniz?
"Ben" nedir? "Ene" mi, "nefs" mi, yoksa "ruh" mu? Yoksa bunların birleşimi midir?
"Ben dediğimizde kimi yada neyi kast ediyoruz? Ruh mu? Akıl mı? Nefis mi? Kalp mi? Yada ne?
Birinci Söz'deki, "Biz dahi başta ona başlarız" ve İhlas Risalesi'ndeki, "kalp ruhun ayıbını görmez" cümlelerini açıklar mısınız?