Arama sonuçları: 1744 sonuç bulundu.

1- İslam tevhid iken niçin tarikat ve cemaatler tefriktir? 2- İslam’a bunca saldırı var iken niçin meşrep taassubu ile tarikat ve cemaatler tevhid olmazlar? 3- Modernizmin hızla erozyona uğrattığı Müslümanlar için zamana cevap verecek içtihatlar niçin ortaya konulmaz?
Ben zamanın cemaat zamanı olduğunu biliyorum. Ancak ben evde psikolojik rahatsızlığımdan dolayı Kur'ân okusam, kaza namazlarımı kılsam ama tarikat veya cemaatlere katılmasam ve Risale-i Nur'dan istifade etmeye çalışsam, bu durumda imanı kuvvetlendirme ihtimalim var mıdır ? 2. Sorum da ben bir öğretmenim. Öğrencilerime faydalı olmak istiyorum. Kendimi risalelerde geliştirip daha sonra mı anlatayı...
Bilerek veya bilmiyerek büyük konuşma sonrasında tevbe etsek hatamızın farkına varsak yinede sorumlu olur muyuz? Konuştuğumuz şey veya başka bir şey başımıza gelir mi? 
Celcelutiye hatim olarak okunuyor mu? Okunuyorsa kaç tane okunmalı?
"Elcevab: Eğer insan yalnız bir kalbden ibaret olsaydı; bütün masivayı terk, hattâ esma ve sıfâtı dahi bırakmak, yalnız Cenab-ı Hakk'ın zâtına rabt-ı kalb etmek lâzım gelirdi." (27.söz Zeyl 3.vecih 3.sual.) Soru 1) Biz Cenab-ı Hakkı isim ve sıfatları ile tanıyoruz. İsim ve sıfatları bırakmak nasıl olabilir. Soru 2) Cenab-ı Hakkın zatını düşünmek caiz değil, zaten Allah bununlada bizi yükümlü tut...
"Erkân-ı imaniyenin hakaikini gözle görüp, melâikeyi, Cenneti, âhireti, hattâ Zât-ı Zülcelâli gözle müşahede etmek, kâinata ve beşere öyle bir hazine ve bir nur-u ezelî ve ebedî bir hediye getirmiştir..." (Sözler) Cenab-ı Hak cismani değildir, onu göz ile görmek ne demektir?
"Eskiden vatanımda ve sair memleketlerde gördüğüm o cins sarı çiçekleri derhatır ettirdi. Şöyle bir mânâ kalbe geldi ki: Bu çiçek kimin turrası ise, kimin sikkesi ise ve kimin mührü ise ve kimin nakşı ise, elbette bütün zemin yüzündeki o nevi çiçekler Onun mühürleridir, sikkeleridir."  Yukarıdaki bir bahisteki mesele kafamı karıştırıyor. Mesele Ankaradaki nakışlı bir çiçek Amerikada gözüküyorsa, ...
Cümlesinin makam-ı ebcedîsi olan bin iki yüz yirmi ikiye kadar, o fütûhât-ı Kur’âniye ve nusret-i dîniye devam edeceğine ve ondan sonra bir derece tevakkuf ve tedennî başlayacağına tevâfukla işaret eder. Burada üstadımızın bin iki yüz yirmi ikideki gerilemeden kastı nedir? 
Cihat ilanı, ulül emrin vazifesi midir? Kişi kendi başına düşmana cihat ilan edebilir mi? Kişi düşmana saldırdığı zaman şehit olur mu? Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
Tesbihattaki bir duada geçen "dinî fitne" ile kasdedilen nedir? Bundan korunmak için ne yapabiliriz.?