Arama sonuçları: 706 sonuç bulundu.

19. Mektupta geçen, "Ve şu kâinatın neticesi ve en mükemmel meyvesi ve Hâlık-ı Kâinat'ın tercümanı ve sevgilisi olan o Zât-ı Mübarek'in tamam-ı mahiyeti ve hakikat-ı kemalâtı, Siyer ve Tarihe geçen beşerî ahval ve etvara sığışmaz." cümlesini izah eder misiniz?
Avrupa'da helak olan kavim var mı hiç? Üstadın filozofların çoğunluğu batıda, peygamberlerin doğuda çıkmış demesi ne anlama geliyor? Sonuçta filozoflar beşer, kendi kafalarına göre hareket ediyor. Bunlar insanların gelişmesini sağlayabilirler mi?
Bir Risale-i Nur talebesi sair İslami eserlerden istifade edebilir mi? Üstadımızın bu konuda bir görüşü var mıdır?
Üstad Hazretlerinin Kastamonu lahikası s. 93 te bahsi geçen mektupta "Hem madem ben sizlere kanâat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum. Siz dahi Risâle-i Nûr’a kanâat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir." Şeklinde ifadesini nasıl anlamalıyız? Risale-i Nur'dan başka eser okumamalı mıyız?
Risale-i Nurda kaç çeşit Salavat-ı Şerife vardır? Bediüzzaman hazretleri Salavat-ı Şerife'ye nasıl bir anlam yüklüyor? Risale-i Nurdaki Salavat-ı Şerifeler derlenip toplanmak istense hangi eserler ele alınmalıdır?
Risale-i nurları osmanlıcadan okuyorum. Bu güzel eserlerden daha iyi nasıl istifade edebilirim?
Bediüzzaman Hazretleri hangi eserlerinin Latin harfleriyle basılmasına, ne zaman, niçin izin vermiştir? Sonradan Latince baskının durdurulmasını emrettiği doğru mu?
Risalelerde bazı konular tekrar olarak yazılıyor. Misal, ihlas risalesi. Bunlar sanıyorum Kuran ayetlerinin tekrarındaki faziletten kaynaklanıyor. Peki tekrar konular ilkinde yazıldı, sonraki eserlerde üstadımız, yine ilham yoluylamı yazdırdı. Yoksa filan bahsi buraya ekleyin mi denildi? eger aynı konu 2 3 kere farklı anlarda ilham olarak yazdırıldıysa, bu risalenin yüceliğinin bir ispatı daha olu...
"Aynen öyle de, biz de ilm-i usûl ve fenn-i mantıkça sebr ü taksim denilen en kat'î bir hüccetle deriz: Ey şeytan ve ey şeytanın şakirdleri! Kur'an, ya arş-ı a'zamdan, ism-i a'zamdan gelmiş bir kelâmullahtır veyahut -hâşâ sümme hâşâ, yüzbin kerre hâşâ- yerde sahtekâr ve Allah'tan korkmaz ve Allah'ı bilmez, itikadsız bir beşerin düzmesidir. Bu ise ey şeytan, sâbık hüccetlere karşı bunu sen diyemedi...
"Evet nasıl ki mevsimlerin değişmesiyle elbiseler değişir, mizaçlara göre ilâçlar tebeddül eder. Öyle de, asırlara göre şeriatlar değişir, milletlerin istidadına göre ahkâm tahavvül eder. Çünki ahkâm-ı şer'iyenin teferruat kısmı, ahval-i beşeriyeye bakar. Ona göre gelir, ilâç olur." İctihat Risalesi'nde geçen bu kısmı açıklayabilir misiniz? Milletlerin istidadına göre ahkâm nasıl tahavvül ediyor? ...