Arama sonuçları: 724 sonuç bulundu.

"Garâibden olarak o şimendiferin iki tarafında pek câzibedâr çiçekler, lezîz meyveler görünüyordu. Ben de akılsız acemiler gibi, onlara bakıp elimi uzattım. O çiçekleri koparmak, o meyveleri almak için çalıştım. Fakat o çiçekler ve meyveler, dikenli mikenli, mülâkātında elime batıyor, kanatıyor. Şimendiferin gitmesiyle mufârakatinden elimi parçalıyorlar, bana pek pahalı düşüyorlardı."  Yukarda ge...
BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşehat-ı ihtiyar ve lemaat-ı kasd görünür. Hattâ herşeyde bir nur-u kasd, her şe'nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir şu'le-i hikmet, semeratının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i za...
Lemalarda, "Çünki onlar, hayatlarını kemâl-i lezzetle evlâdlarının hayatı için fedâ ediyorlar, sarf ediyorlar. Öyle ise; insaniyeti sukūt etmemiş ve canavara inkılâb etmemiş herbir veledin farz olan bir vazîfesi de, o muhterem, sâdık, fedâkâr dostlara, hâlisâne hürmet ve samîmâne hizmet ve rızâlarını tahsîl ve kalblerini hoşnud etmektir." deniliyor. Bunu başarmanın formülü var mı, tavsiyeniz nedir...
Azamet ve kibriya neden lüzumlu bir perdedir? Akıl ile ihata ve kalb ile görmeye mani ve tam marifete neden sed çeker? Ve neden marifette ve imanın inkişafında hadsiz mertebelerin bulunmasına sebeptir? Ve neden marifetullahta terakki ettirmeye cazibedar bir ihticab-ı kudsîdir, Yoksa, hiçbir cihetle inkâr ve nefye sebep olamaz mı? Azamet bir vesile-i ihticab olduğu gibi, azametten neş’et eden ve az...
Kastamonu Lahikasındaki bir mektuptaki bazı yerleri sormak istiyorum. Şöyle ki, 1) Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşreb ayrı ve bid'atlara müsaid gittiği için... Burda bahsi geçen ulema kimlerdir, meslek ve meşrebleri ayrı ne demektir? 2) Ey kardeşlerim! Mesleğimiz, tecavüz değil, tedafü'dür, hem tahrib değil tamirdir, hem hâkim değiliz mahkûmuz.... virgül ile ayrılan yer...
"Bizi medar-ı itham noktalardan tebrie etmek içinde onlara hoş görünmek ve Nurcu olmadıklarını göstermek fikriyle, Vehhâbîlik damarıyla, bir parça ilmî tenkidiyle hücum etmişler." cümlesini açıklar mısınız? 
"Vahid bir eser, bilbedahe vahid bir sani'den südur eder. Bir elbette birden gelir." Şimdi güneş bir tane diye niye sahibi de bir olmak zorunda? Bir şey tek ise o ancak bir zatın malıdır? kavramını izah eder misiniz?
Şu kâinat Hâlık-ı Zülcelalinin hem cemalî, hem celalî iki kısım esması bulunduğundan ve o cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek iktiza ettiklerinden, Hâlık-ı Zülcelal kâinatta ezdadı birbirine mezcedip ve birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve mütedafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi mübarezesuretine getirmiş, ve ondan zıdları birbiri...
Gençlik Rehberi'nde geçen, "Hem senin medar-ı fahrin olan uhuvvet ve hürmet ve hamiyet gibi güzel hasletlerin; incecik bir zamana, büyük bir sahradan bir parmak kadar yere inhisar ve hadsiz zamanda yalnız hazır saate mahsus olduğundan, sun'î ve muvakkat ve sahtekâr ve asılsız ve gâyet cüz'î olup, senin insaniyetin ve kemalâtın o nisbette küçülür, hiçe iner." cümlesini izah edermisiniz?
"Hem, anlarsın ki, şu fânî masnuât fenâ için değil. Bir parça görünüp, mahvolmak için yaratılmamışlar. Belki, vücudda kısa bir zaman toplanıp, matlûb bir vaziyet alıp; tâ sûretleri alınsın, timsâlleri tutulsun, mânâları bilinsin, neticeleri zaptedilsin. Meselâ, ehl-i ebed için dâimî manzaralar nesc edilsin, hem âlem-i bekâda başka gâyelere medâr olsun." izah eder misiniz?