Arama sonuçları: 195 sonuç bulundu.

Kainatta her maddenin her canlının ve her şeyin bir eşi var. Öyleyse (haşa) Allah'ın da bir eşi var sorusu aklımıza gelirse cevabı nasıl olurdu?
"Bizler esasen Allah’ın zatını değil varlığını düşünür tefekkür ederiz." Bu sitede gördüğüm bir yazıda geçiyordu. Şimdi benim aklıma çok vesvese geliyor. Mesala namaza niyet ederken kelime-i şehadetin manasını kalben tasdik ederken Allah'ı düşünmeye çalışıyorum. Öyle bir canlı veya cansız varlık yerine de koymuyorum, kendimce birşeyler düşünüyorum. Ben şimdi korkuyorum bir şeye benzettiğimden. All...
Bebeğim 16 haftalıkken karnımda öldü. Ben bebeğimi ahirette görebilecek kavuşabilecek miyim? Halk arasında ise eğer çocuk canlı doğmamışsa ahirete bir bulut, bir gölge olacağını duymuştum. Acaba hangisi doğru, çocuğum bana şefaatçi olurmu? Onu çocuk olarak kaç aylık veya yaşında görebilirim?
Her şey atomlardan meydana geliyor, atomlarda güç kuvvet ilim hayat var mıdır? Hayvanlarda ve diğer canlılarda akıl şuur ilim irade güc var mıdır?
Eczahane misalinde, macunların, pek çok muhtelif edviyelerden hassas mizanlarla terkip edilip oluşturulması ifade ediliyor. Hakikat kısmında ise her bir canlının benzer şekilde hassas mizanlarla çeşit çeşit maddelerden terkip edildiği nazara veriliyor. Acaba elinizde bu hakikat kısmı için sayısal örnekler var mıdır?
Üstad risalelerde akilüllahm hayvanların canlı hayvanları yemesinin caiz olmadığını beyan ediyor. Lakin belgeselere ve hayvanın yapısına dikkat edildiğinde; mesela aslanın fıtratı yakalamak ve öldürmek için olduğu anlaşılıyor. Hal böyleyken koşmak ve yakalamak için yaratılmış bir hayvanın bunun yapmasının caiz olmadığını söylemek zahiren tezat gözüküyor. İşin hakikatini açar mısınız?
Bakara 30.ayete göre dünya veya madde yaratılmadan önce kullukla sorumlu canlılar var mıydı? (Yaşam tarzı var mıydı?)
Evrim teorisi tesadüfe dayanır. Peki Allah'ın kâinatı ve bebekleri evrelerle yaratması gibi, canlıları da bu şekilde evrim ile yaratmış olması İslâm'a ters midir?
“Ve vücud-u haricî gibi, o vücud-u ilmî dahi, hayat-ı umumiyenin mânevî bir cilvesine mazhardır ki, mukadderât-ı hayatiye, o mânidar ve canlı elvâh-ı kaderiyeden alınır” Açıklar mısınız ?
Tarîk-i Nakşî de dört şeyi bırakmak lazım. Hem dünyayı, hem nefis hesabına ahireti dahi hakiki maksad yapmamak, hem vucudunu unutmak, hem ucba, fahra girmemek için bu terkleri düşünmemek.. Risale- nurda ise "Acz-mendi tarikinde dört şey lazımdır: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey aziz!" şeklinde geçen esasları acıklar mısınız?