Arama sonuçları: 94 sonuç bulundu.

Acz elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat ma‘şûk-u mecâzîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakîkî’ye gider. Yukardaki yeri izah eder misiniz?
Bediüzzaman hazretlerinin Kur'an'dan istifade ederek belirlediğim dediği acz, fakr, şefkat ve tefekkür tariki ile hatveler arasında nasıl bir bağlantı var?
Tarîk-i Nakşî de dört şeyi bırakmak lazım. Hem dünyayı, hem nefis hesabına ahireti dahi hakiki maksad yapmamak, hem vucudunu unutmak, hem ucba, fahra girmemek için bu terkleri düşünmemek.. Risale- nurda ise "Acz-mendi tarikinde dört şey lazımdır: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey aziz!" şeklinde geçen esasları acıklar mısınız?
Acz ve fakr ne demektir?
Risale-i Nur'da neden acz ve fakrdan söz edilince, Allah'ın özellikle Kadir ve  Rahim ismleri kullanılıyor?
İnsan âciz ve fakir olduğu halde, âczi ve fakri nasıl ona şefaatçi olabilir?
Acz ve fakr neden makbûl bir şefaatcidir, besmele ile irtibatı nedir?
İnsandaki acz ve fakr tevhide delil olur mu? Olursa nasıl olur?
"Sonra da acz ve nefsin itimadsızlığından neş'et eden ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de [لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْ] olan hakikat-ı şahikayı üzerine çıkarınız. Tâ o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin." Bu kısmı izah edebilir misiniz? Burada geçen nefsin itimatsızlığını nasıl anlamalıyız?
Aczin ve fakrın hadsizdir, düşmanın, hâcâtın nihâyetsizdir” cümlesini îzâh ediniz.