Arama sonuçları: 512 sonuç bulundu.

"...Hatta en latîf ve güzel bir hakîkat-i îmâniyeyi muhtaç bir mü’­mine bildirmek ki; en ma‘sûmâne, zararsız bir menfaattir. Mümkünse, nefsinize bir hodgâmlık gelmemek için, istemeyen bir arkadaşla yaptırması hoşunuza gitsin..." cümlesinde "istemeyen bir arkadaşla yaptırması" derken kimi kastediyor. 1- kişinin kendisin istemediği bir arkadaş 2- konuyu anlatmak istemeyen başka bir arkadaş
İnsanın inanmaya ihtiyacı var mıdır?
Katılım bankasından (Örn. Kuvvettürk) kredi kullanarak araç almak istiyorum. Ancak bu bankalar kendi sistemleri gereği alınan araca kasko yaptırmayı zorunlu tutuyorlar. Bu durumda katılım ya da tekafül denen sistem ile aracımı kasko yaptırmam uygun olur mu. Somut örnek vermek gerekirse Kuveyttürk'ün de iştirakinde bulunduğu Neova Katılım Sigortacılığı ile aracıma kasko yaptırman caiz midir?
Gözler ile kulakların hakim olduğu bu asırda: Gözler akıllara, kulaklar kalplere perde olmuş.Sadece seyrediyor, yanlızca işitiyoruz. Gözün akla muhtaç, sözün kalbe müştak olduğunu nasıl idrak edeceğiz? 
Allah'ı gören gördükten sonra zatının mahiyetini aklıyla idrak edebilir mi hatırlayabilir mi? Cennette gören her gördükten sonra tekrar mı unutacak. Ve kafirler Allah'ın zatını celal sıfatıyla görecektir değil mi?
Allahın çok büyük merhamet sahibi olduğunu biliyoruz. Ama bu kadar merhamet sahibi Rabbimiz nasıl olur da inanmayan birini sırf inanmıyor diye asırlarca binlerce yıllar boyu değil, sonsuza kadar cehenneme atacaktır? 
Allah'ın ilmi irade gibi sıfatları zatına muhtaç mı?
1) Bakara süresi 30.ayet "Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti." Okuduğumuz dini kaynaklı kitaplarda Meleklerin geleceği bilemeyeceği ve iradelerinin olmadığı yazıyor....
Üstad Bediüzzaman'ı ve Risale-i Nur'u hiç duymamış kişilere anlatacak olsak kısaca nasıl anlatırız?
İşaratü'l-İ'caz'da Fatihanın tefsirinde, besmeledeki "b harfinden müstefad olan esteinu veya örfen malum olan eteyemmenü" diyor. "estein ve eteyemmenü" besmelenin neresindedir? Ayrıca oradaki, "Besmelenin car ve mecruru bile hiç bir şeye muhtaç değildir cümlesini izah eder misiniz?