Arama sonuçları: 754 sonuç bulundu.

‘’…..Çünki mahlukat, mabudiyetten uzaklık noktasında müsavi oldukları gibi, mahlukiyet nisbetinde de birdirler’’ -mabudiyyet- ve -mahlukiyyet- kelimelerinin konuyla bağlantısını açıklar mısınız? 
Hadis-i şerifler ışığında yağmur katrelerinde ve yıldızlarda meleklerin varlığı noktasında bizi bilgilendirir misiniz?
Masiva olarak adlandırdığımız Allah'tan gayrısı olanlar için mahluk yani yaratılan kavramı kullanmak doğru olur mu? Diğer bir açıdan var olan yani mevcud olan her şey aynı zamanda mahluk mudur? Mesela irade noktasında kesbimizin veya tasarrufumuzun olduğunu söylüyoruz fakat vücud-u haricisinin olmadığına itikad ediyoruz. Yahut vücud-u ilmi gibi farklı vucüd nevleri oması gibi?
Üstad Bediüzzaman, mezheblerin hikmetini anlatırken, "şafi mensuplarının daha çok köylerde yaşadığını ve mezhebin bazı kurallarının buna göre şekillendiğini, Hanefi mezhebinde bulunanlar ise genelde şehirli olduğunu ve bazı kurallarının buna uygun geldiğini" izah ediyor. Bu noktadan, köyde ve bedeviyete yakın yaşayan birinin Şafi Hazretlerine mi uyması gerekiyor? Mezhep doğuştan gelen bir durum mu...
Bir yerlere sohbete, oturmaya veya komşuluğa gittiğimizde orada yemek içmek noktasında kazancı helal mi diye dikkat etmeli miyiz?
Hayrat vakfı camiası olarak Üstad Bediüzzamanın yolu olan hatt-ı Kuran üzerinde kararlılıkla durduğunuzu biliyoruz. Ancak neşriyat olarak Osmanlıca-Latince eserde bastığınızı görüyoruz. Nur cemaatine mensup bazı gruplar bu konuda ilk önce taviz verilmediğini sonra ise latince basma noktasında bir yol izlendiğini söylüyor. Hayrat neşriyatın Latince mukayeseli eser basmasındaki sebep nedir?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)  Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?
Üstadımızın Risale-i Nurda “sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiğinden (temizlenip müzekkâ edildiğinden) ; nefsin mahiyetindeki cihazat-ı kesîre ile, ubudiyetin enva'ına ve şükür ve hamdin aksamına daha ziyade mazhardırlar.” diye bahsettiği 1-Müzekka nefis ne demektir? 2-"sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiğinden" sözündeki tezkiye ve tathir edilmeleri; Allah-ü Teala'nın ...
17. lem’anın 17. notasının 1, 5, 6 ve 7. meseleleri ve İhlâs Risalelerinin 3, 4, 5. noktalarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...